Hayatın İşleyişi Konusunda Öğrendiklerim
Hayatın İşleyişi Konusunda Neler Öğrendim
Bu yazımda sizlere hayatın işleyişi konusunda öğrendiklerimi paylaşacağım.
Girişimciliğe dair anlatılması gereken konulardan biriside hayallerdir. Kaç kişi hayal edebiliyor? bu konuda net bir fikrim yok. Ama hayal kurmalısınız. Sizin bir hayaliniz var ve siz o hayali gerçeğe dönüştürerek hayatınıza entegre etmek istiyorsunuz.
İşte o zaman o hayali zihninizde canlandırarak kendi hayatınızın bir parçasıymış gibi hissetmeniz gerekiyor. Bunun için ise koşulları kendiniz belirlemeniz gerekiyor. Ben bunun farkına varınca hayatım değişti. Şimdi sizlere hayatın işleyişi konusunda neler öğrendim bunları maddeler halinde açıklayacağım.
1) Adalet Peşinde Koşmak Yerine Güçler Dengesi Oluşturun
Benim hayatta öğrendiğim ilk maddelerden biridir. Adaletin işleyişine göre güçler dengesi, her ilişkide geçerli olan bir durumdur. Güçler dengesi aslında bir pazarlık konusu olduğundan dolayı güçlü olan kazanır mantığıyla çalışıyor.
Tabi adaletin peşinde koşmak kötü bir şey değil ama bunu size daha iyi anlatabilmem için örnekle ifade edeyim. Mesela büyük bir telefon şirketinin müşterilerinden birisiniz. Siz burada bir telefon beğeniyorsunuz ve bu telefonu almanız için sizinle sözleşme yapıyorlar.
Peki, siz o sözleşmede yer alan maddelerden birini değiştirebilir misiniz? Mesela o maddelerden biri size göre adil değil ve siz o maddeyi değiştirmek istiyorsunuz. Peki, siz bunu sözleşme yapan kişiye, bu madde adil değil, bu maddeyi tekrar incelemenizi istiyorum şeklinde söyleyebilir misiniz?
Söyleyemezsiniz fakat imzalarsanız onların müşterisi oluyorsunuz, ama imzalamazsanız o telefonu alamıyorsunuz. Buraya dikkat! Para veren sizsiniz, müşteri sizsiniz fakat sözleşmedeki maddeyi değiştiremiyorsunuz ama burada güçlü olan tarafın siz olmanız gerekmiyor mu?
Hayır, telefon şirketi büyük ve siz telefonun ücretini ödediğiniz halde onların dediği oluyor. Bu çarpıcı örnek ülkeler arasında da geçerli, insanlar arasında da geçerli o yüzden lütfen unutmayın! Önceliğiniz güçler dengesi olsun.
2) Kuralcı Olmak Yerine Faydacı Olun
Kurallar genel olarak ortalama insanı düşünerek oluşturulur ve o kişi tarafından uyulması beklenilir. Mesela bir otele sabahın 6’sın da gittiniz. Uzun bir yolculuktan gelmişsiniz ve yorgunsunuz. Fakat otel kuralları diyor ki, odaya en erken 1’de giriş yapabilirsiniz. Çünkü oda saat 11’de temizlenecek ve hazırlanacak size 1’de teslim edilecek.
Fakat siz sabahın 6’sın da bavullarınız la yorgun halde iken, kural böyle ne yapalım deyip bekleriz diye düşüneceğinize gidip resepsiyona, uygun bir odanız varsa mümkünse erken girmek istiyorum. Eğer bana bu iyiliği yaparsanız çok müteşekkir olurum ve oteliniz hakkında İnternet’te de güzel yorumlar yaparım derseniz, büyük ihtimalle size boş oda verecektir.
Burada size kuralları yıkın demiyorum. Gördüğünüz gibi kural saat 1’de giriş yapabilirsin diyor. Biz burada kuralları yıkmak yerine faydacı bir şekilde yaklaşarak olayı çözdük.
3) Kimse Sizi Düşündüğünüz Gibi Önemsemiyor
Mesela en nefret ettiğiniz insanı düşünün. Siz bu insanı günde kaç kere aklınıza getiriyorsunuz? O kadar çok değil herhalde, her gün aklınıza getiremezsiniz. Peki, bu insan aklınıza getirdiğinde ne düşünüyorsunuz?
Birden o kişinin adı geçtiğinde tadınız kaçıyor değil mi? Fakat siz bundan dolayı o insanın hakkında bir plan yapıp o kişinin ayağını nasıl kaydırabilirim diye düşünmüyorsunuz herhalde, tabi normal bir insansanız. Başkaları da aynen böyle sizden nefret eden insan bile sizi düşündüğünüz gibi önemsemiyor.
Yani burada şunu anlatmaya çalışıyorum. Siz, kimsenin ne düşündüğünü önemsemek durumunda değilsiniz. Başkaları ne dedi, benim hakkımda ne düşünüyor gibi düşünceler bizleri kısıtlar. Bizim yapmamız gereken tek şey bu insanlardan tamamen uzaklaşmamızdır.
Eğer başkaları hakkımda ne düşünüyor duygusundan kurtulursak, işte o zaman gelişiyoruz ve büyümeye başlıyoruz. Çünkü bir insan ortalama olarak ne yapıyorsa, biz ondan fazlasını yapmalıyız.
Göreceksiniz ki biz bunları yaptığımızda onlar rahatsız olacak. Çünkü siz yükselmeye başladığınızda onlar yükselemediği için sizi engellemeye başlayacaklar. Tabi bu engellemeyi size kötü yorumlar yaparak ve arkanızdan konuşarak yapacaklar. Yani size zarar veremezler. Umursamayın!
4) Yardımsever Olun
İnsanlara ve kurumlara yardım edin. Eğer bu yardımları karşılık beklemeden yaparsanız, kısa sürede faydasını görürsünüz. Bunu denedim ve gördüm. Ayrıntıya girmeyeceğim fakat siz yardım ettiğinizde başkaları da başka konularda size yardım ediyor.
5) Beklerseniz Kaybedersiniz Fakat Adım Atarsanız Kazanırsınız
Bunları hep yaşıtlarımda görüyorum. Ne yapacağız? Bekliyorsun ve yıllarca bekliyorsun ne yapacağız diye. Sen beklerken başkaları ne yaptı? Tabi ki hedeflerine doğru yol aldılar ve amaçlarını gerçekleştirmek için bir adım attılar.
Korkmuyorlar mı? Evet, korkuyorlar. Bende yeni bir işe girerken korkmuştum. Fakat her şeyin çözülmüş olması ve her sorunun bir cevabı olması gerekmiyor. Hedefiniz için adım atacaksınız, deney yapacaksınız ve sonuçlarını siz göreceksiniz. Bu durumlar bazen olumlu bazen olumsuz olabilir. Tabi olumsuz olması sizlere fayda sağlar, çünkü size bir şeyler öğretiyor.
Mesela ilk başvurunuzda her şey olumlu gitti ve şanstan işe alındınız. Ama siz burada bir şey öğrenmiş olamadınız ki, sadece şanslı oldunuz için işe alındınız. O yüzden hata yapmaktan kesinlikle korkmayın. Adım atın, deneyin ve bir şeyler yapın. İş dünyasında milyonlarca insan var. Eğer siz adım atmazsanız sizden önceki adım atarak sizin önünüze geçecektir.
Siz yeter ki bir şeyler yapın ama gerçekten yapın. Yaptığınız şeyin ne olduğu önemli değil. Denemeden bir işin doğru olup olmadığını bilemezsin. Onun için deneyerek hayatın gidişatını göreceksiniz. İşte bunu başarırsanız o zaman değerli bir kişi olacaksınız ve deneyim sizin için bir fırsat olacak.
6) Bir şey Yapmak Ne Kadar Kolaysa, O Kadarda Etkisizdir
Buna basit bir örnek olarak mail atmak diyebilirim. Bir kişiye mail atıyorsunuz ve bir şey istiyorsunuz 30 saniyede hemen bitti. Ne kadar basit değil mi? Bana günde 70 tane mail geliyor, yemeksepeti.com’un kurucusu Nevzat Aydın‘a, 250 tane gidiyor, Chobani’nin kurucusu Hamdi Ulukaya‘ya 3000 tane gidiyordur belki.
Biz burada oturup bu mailleri sınıflandırıp kim ne istemiş, kim ne göndermiş diye incelersek o zaman iş yapamayız. Öyle bir sistem yok. Sizin burada işin zor kısmını üstlenmeniz ve kendinizi ispatlamanız gerek. O kadar ilgi çekecek bir şey yapmalısınız ki, ben sizden mail almasam bile, baksana bu iş çok iyiymiş bende bunun bir parçası olmak istiyorum diye düşüne bileyim.
İşte o zaman güçlü olursunuz. O zaman pazarlık kuvvetiniz olur. Hayatımda ilk defa bir startup’a yatırım yaptım ve onlar benden bir şey istemeden yaptım. İşte sistem böyle çalışıyor. Bana nasıl yaptıklarını ve ne yaptıklarını anlatıyorlardı.
Bunu sadece bana değil dünyaya açıklıyorlardı. Dikkat edin bir şeyler yapıyorlardı, oturmuyorlardı. Tabi bu durum benim ilgimi çekti. Gittim görüştüm ve onun yatırımcısı oldum. Şuanda 3 ortağından biriyim. Siz bir şeyi kolay yapıyorsanız etkisi o kadar az.
Bunu aklınızdan çıkarmayın. Kolay yolunu bulmaya çalışmayın. Kolay çalışmıyor, kolay işe yaramıyor. Siz bir spor salonuna gittiğinizde 1 kilogramlık ağırlığı aramıyorsunuz değil mi? Ağır ve zorlanacağınız bir ağırlığı arıyorsunuz değil mi? Çünkü o zaman büyüyorsunuz o zaman vücudunuz gelişiyor.
Hata yapmak öğrenmek işte bu yüzden değerli. Kolay bir şey yaptığınızda ve birinde bir şey istediğinizde, 1 kiloluk ağırlığı aklınıza getirin. 1 kiloluk ağırlıkla hiç bir şekilde gelişemezsiniz, isterseniz 5 bin kere kaldırın. Yani gelişmek istiyorsanız kolaya kaçmayın, zoru başarın.
Yazımızın sonuna geldik faydası olası dileğiyle hoşça kalın..