Gelişmek İstiyorsan Küçük Sorunları Dert Etmemelisin
Gelişmek İstiyorsan, Küçük Sorunları Dert Etmemelisin
Bizler küçük sorunlara odaklanarak onları gözümüzde çok büyütüyoruz. Tabi buda beynimizi meşgul ediyor ve gelişmemizi engelliyor. Peki bizler bu durumu nasıl aşabiliriz?
Hani ünlü bir söz vardı ya; küçük insanlar kişileri, normal insanlar olayları ve büyük insanlar fikirleri tartışır. Kesinlikle doğru. Neden mi? Şimdi sizlere bu durumu bazı örneklerle açıklayacağım. Ben başarılı insanları örnek vermek istediğim zaman Albert Einstein başta olmak üzere Bill Gates, Steve Jobs ve Ahmet Nazif Zorlu‘yu örnek veriyorum.
Mesela Ahmet Nazif Zorlu babasının küçük bir atölyesini bugünkü zorlu holdinge ve beyaz eşya markası Vestel şirketinin de içinde bulunduğu şirketler grubuna çevirmiş. Ayrıca Ahmet Nazif Zorlu ilk okul mezunu bile değil. Eğitim önemli değil, yeter ki kendimizi geliştirelim.
Peki, siz Ahmet Nazif Zorlu’nun canını sıkabilir misiniz? Mesela ona ne kadar büyük bir sorun oluşturabilirsiniz? Ahmet Nazif Zorlu neredeyse milyarder. Diyelim ki sizde Ahmet Nazif Zorlu’nun kişisel mail adresi var.
Peki, siz Ahmet Nazif Zorlu’ya mail atarak onun canını sıkabilir misiniz? Sizce Ahmet Nazif Zorlu o düzeyden çok daha yukarıda değil mi? Adamın umurunda bile değilsiniz, olamazsınız da zaten, ne yaparsanız yapın, en ufak bir sorun bile yaşatamazsınız.
Peki, siz ne kadar büyüklükteki sorunlara canınızı sıkıyorsunuz? Çünkü farkında olmadan bunu biz belirliyoruz. Diyelim ki biri bize bir şey söyledi mesela patronumuz, arkadaşımız veya ailemizden biri canımızı sıktı, sıkamamalı ne yaparsa yapsın bizi etkileyememeli. İşte biz o zaman gelişiriz.
Bizler küçük insan olmak istemiyorsak, olayların üzerine çıkmalıyız. Buna örnek olarak ünlü iki basketbolcu olan Shakir O’neal ve Kerim Abdül Cabbar‘dan kısaca bahsedeceğim. İkisi de NBA‘in en güçlü oyuncularından biriydi ve 2 metreden uzun olan Shakir O’neal, Los Angeles Lakers takımında oynuyorlardı. Fakat ikisi de emekli oldu.
Shakir O’neal ilk kariyerine başladığı yıllarda iri görünüşünü kullanarak, diğer takımın oyuncularını korkuturmuş. Çünkü rakip oyunculara dirsek atarak rakiplerinin korkmasını sağlıyormuş. Birde yılların deneyimi olan ve ondan çok yaşlı olan Kerim Abdül Cabbar var.
Bir gün NBA maçında Shakir O’neal ile Kerim Abdül Cabbar karşılaştığında Shakir O’neal ona bir kaç defa dirsek atmış. Tabi o sırada Kerim Abdül Cabbar, Shakir O’neal’ın yanına gelerek,”ne yapmaya çalıştığını biliyorum, anladım ben seni” diyerek oradan gülerek uzaklaşmış.
Bunun üzerine Shakir O’neal şoka uğramış. Çünkü herkeste işe yarayan ve herkesin korkmasını sağlayan o güç gösterisi, Kerim Abdül Cabbar tarafından dalga geçilerek karşılanmış ve Shakir O’neal bu durumdan dolayı öz güveni sarsılmış.
Bakın, Kerim Abdül Cabbar olmak lazım. Biz neye canımızın sıkılmasına izin verirsek, ona canımız sıkılır. Bunu bir düşünün lütfen. Çünkü biz en ufak şeyleri o kadar büyütüyoruz ki, birileri bize bir şey söylüyor, patronumuz arkadaşımız ve çevremizdeki her kimse bizim canımızı sıkabiliyor.
Sonra biz buna odaklanıyoruz. Bu neden böyle dedi? Ben böyle biri değil miyim? acaba diyerek kendimizden şüphe ediyoruz. Eğer böyle bir sorunla karşılaşırsanız. Ahmet Nazif Zorlu’yu ve Kerim Abdül Cabbar’ı gözünüzün önüne getirin.
Yada biri canınızı sıktığında Kerim Abdül Cabbar gibi “ne yapmaya çalıştığını biliyorum, anladım ben seni” diyerek gülüp geçin. Eğer bunu rol yapmadan gerçekten derseniz, tabi başta rol yapmanız gerekebilir duruma alışa bilmeniz için ama sonra bu sizin bir parçanız haline gelmeli. Unutmayın! her şeyin ve her sorunun bir tekniği var. Faydası olması dileğiyle hoşça kalın…
“Bizler küçük sorunlara odaklanarak onları gözümüzde çok büyütüyoruz.”Ne kadar güzel bir cümle. Fakat elimizde değil, yaratılış..
Tabi ki elimizde olan bir şey yazıyı okusaydınız anlardınız